Arkadaşlar arasında sıklıkla ne zaman karşı görüşten biri ile tartışamaya oturulur konusunda sohbet ediyoruz. Çoğu zaman farklı düşünen biriyle fikir cimnastiği yapmak hatta dozunda tartışmak faydalı, insanın hem kendi bakış açısını derinden incelemesi hem de farklı bakış açılarını görmesi açısından yararlı bir aktivite. Hatta kimi zaman -eğer önyargılarımızdan yeterince sıyrılabilir ve tartıştığımız konuda bizim hatalı, karşımızdakinin haklı olabilme ihtimali de olabileceğini kabul edersek- kendi görüş ve inançlarımızı değiştirebilmek için iyi bir fırsat.
Ancak her zaman farklı görüş sahibi bir kişiyle tartışmaya oturmayı kabul etmeli miyiz? Uygar bir insan olarak farklı görüşlerle fikir alışverişinde bulunmak ya da karşımızdakini ikna etmeye çalışmak hangi noktadan sonra anlamsız hale geliyor?
Geçtiğimiz aylarda bunlara kafa yorarken, bu konudaki en sağlam, kesin ve bir o kadar da kendi içinde nezaketli yanıtı büyük usta Bertrand Russell‘ın kaleminden okudum.
Russell, bu mektubu 1962 yaşında, 89 yaşındayken kaleme almış. Russel’ın faşizm hakkındaki fikrini değiştirmeyi umarak kendisini tartışmaya çağıran İngiliz Faşistler Birliği başkanı Sir Oswald Mosley‘e gönderdiği mektubunda şöyle yazıyor Russell:
Sevgili Sir Oswald,
Bana gönderdiğiniz mektuplar ve ekindeki evraklar için teşekkür ederim. Son yazışmamız hakkında epey düşündüm. İnsanın, kendi değer yargılarına son derece yabancı, hatta tiksindirici değer yargılarına sahip birine nasıl cevap vereceğine karar vermesi her zaman zor oluyor. Konu sadece sizin öne sürdüğünüz fikirlere karşı olmamdan ibaret değil, ben tüm yaşam enerjimi faşizmin felsefe ve pratiğinde kendini gösteren zalim ayrımcılık, takıntılı şiddet ve sadistik kötücüllük ile mücadele etmek için adamış bir insanım.
Şunu belirtmeliyim, benim ve sizin kendimize yer bulduğumuz duygusal evrenler birbirinden o kadar ayrı ve birbirine o denli zıt ki, aramızdaki olası bir iletişimden herhangi bir samimi ya da verimli sonuç ortaya çıkmasına imkan yok.
Sizden, bu konudaki fikrimin kesinliğini anlamanızı rica ediyorum. Bunu bu şekilde ifade etmemin nedeni size kabalık etmek amacını taşımaktan ziyade insanlık deneyimine ve insanlığın başarılarına verdiğim değerden kaynaklanıyor.
Saygılarımla,
Bertrand Russell
Olur da o yaşları görürsek umarım bizim zihnimiz de böyle keskin ve berrak, uslübumuz bu denli sakin olur…