Gezi

Berkeley Pazarı

img_0830
Berkeley Farmer’s Market

20 sene önce ABD’de bir yıl geçirmiş biri olarak Berkeley’e yerleştiğimizde yeme içme işlerinden umutsuzdum doğrusu.  Benim bıraktığım Amerika’da sebze meyve bulmak gerçekten zor bir işti.  Et ve karbonhidrata vermişti herkes kendini, yenen sebze -o da nadiren- etin yanında verilen 10 adet haşlanmış bezelye tanesinden ibaretti.   AFS yılında 18 kilo alarak yurda dönmüş bir insan olarak bu durum bu yıl Amerika’ya giderken epey tırsmama sebep oldu.  hem geçmiş kilo alma deneyimleri hem de ota düşkün bir İzmir’li olarak kara kara düşünmekteydim.

Ama yanılmışım!

Öncelikle aradan geçen zaman içinde Amerika’lıların yemek alışkanlıkları epey değişmiş.  Fast Food kültürü en azından California’da epey azalmış, her yerde taze ve güzel yemekler satan restoranlar var.  Ayrıca artan sağlıklı yaşam arayışı ve önerilen Akdeniz Diyeti yeme içme kültürüne oldukça etki etmiş.

Bir diğer neden California’nın iklimi.  Sanırım hava ısısı ve havadaki yoğun nem nedeniyle yer olarak ta sebze ve meyve yetişmesine en uygun  yere düştük.

Son neden ise San Francisco’nun kültürel yapısı.  Burada Amerikalı’dan çok yabancı var,  gelenlerin de ağırlığı sebze tüketiminin bol olduğu Uzak Doğu, Hindistan ve Akdeniz çevresinden.  Buralı olanların da zaten çok büyük bir kısmı vejeteryan ya da iklim değişikliğine etkilerini en aza indirmek için mümkün olduğunca az kırmızı et tüketiyorlar.  ( Bir başka blog maddesinde iklim değişikliği ve çevreci bakış açısını uzun uzun anlatacağım.)

img_0827
Rengarenk sebzeler 🙂

Diyebilirim ki, ben İzmir’de bile bu kadar çok meyve, sebze ve hatta yeşillik çeşidini bir arada görmedim!  Harika bir his 🙂

Bu kozmopolit kültürel yapı içinde bildiğimiz meyve sebzeye ek olarak hiç görmediğimiz bazı tuhaf meyve ve sebzeler de var elbet.  Bir başka blogu da bu tuhaf besinlere ayırmayı düşünüyorum. 😀

img_0828
Mor Karnıbaharlar ?!
img_1095
Fractal Karnıbahar ?!?

Berkeley’de haftada üç defa pazar kuruluyor.  En büyüğü cumartesi günleri kurularan Farmer’s Market.  Buraya çevredeki çiftliklerden gelen çiftçiler kendi ürünlerini satıyorlar.  Genelde organik mallar satılıyor.  Pazar, sürdürülebilirlik (sustainability) girişimine de destek veriyor.  Son bir aydır pazarda naylon poşet kullanımını kaldırdılar, artık kendi bez torbamızla gidip alışveriş ediyoruz.  Torbanızı unutursanız plastik olmayan nişasta bazlı malzemeden yapılan poşetlerden satın alabiliyorsunuz.  Bu poşetler 0,50 dolar ve nişastadan oldukları için zaman içinde eriyorlar.  Poşet tüketimine daha Türkiye’de iken takmış biri olarak beni çok mutlu eden bir uygulama bu! 🙂

Pazaryeri diyip geçmemek lazım, aslında bir panayır havasında.  Hemen girişte genelde atıştırmalık yiyecekler satan iki-üç tezgah bulunuyor.  Güzel bir Cumartesi sabahı gidip bir tabak hint yemeği veya organik çilekli krep ile çayırlara yayılmanız mümkün.

dsc06826
Çayır çimen…ve güneş!

Bunun dışında bol bol müzisyen de oluyor ortalıkta.  Ellerinde gitarları southern aksanı ile BB King kılıklı blues çalan yaşlı zenci amcalardan, tuhaf saç modelleri ile tibet enstrümanları çalan yarı-guru egzantrik tiplere kadar herkesi görmek mümkün.  Ayda bir, pazarla beraber el işleri pazarı da kuruluyor.  Burası da aynen Ortaköy!

Pazarda ot satan bir de bayan var, ki kendisinden birkaç defa ısırgan otu, pazı ve kale ( karalahana’ya benzer bir ot, burada çok çeşidi var.) alıp ot kavurması bile yaptım. 😀  Unutmadan, kabak çiçeği bile satılıyor, ki ben İstanbul’da bile görmedim!

dsc06489
Yeşillik!!! Eyo!

Pazardan bahsederken çilek ve domateslerden de bahsetmek lazım.  Yıllar ve de yıllar sonra ilk defa aldığımız çilek ve domatesler kesince mutfağı kokutuyorlar!

img_1097
Mis kokulu çilekler…

Çocukluğumuzdaki lezzet ve kokuya geri döndük !  Tabi bunun en önemli nedeni buradaki bir grup çevreci ve organik tarım destekçisi çiftçinin dünynın pek çok yerindeki trende ayak direyip genetik mühendisliği teknolojisi elinden geçmemiş kendi ürünlerini kimyasalsız, müdahalesiz üretmeye devam etmiş olması.  Heirloom Tomatoes diye bir tür var, aynen benim çocukluğumdaki kocaman pörtlek köy domatesi.  Yıllardır bu domatesten görmüyordum ki burada rastladım.  Ancak bir fark, domateslerin farklı türleri var, sadece bizim alıştığımız kırmızı değil, yeşil, pembe hatta mor renklilerini bulmak mümkün.  Yeşil olanları ben önce olmamış domates sanmıştım, ama değilmiş, cinsleri öyle ve tadları da aynen olgun domatese benziyor.

img_1099
Heirloom Domatesleri

Bu tip ürünlerin adı da “Heirloom” yani “Aile Yadigarı” kalmış, nedeni de bu ürünleri yetiştiren çiftçilerin hala kendi büyükbabalarından kalan tohumları kullanıyor olması.

Kolaya kaçmayıp biz de kendi tohumlarımızı tutmuş olsaydık belki de artık  çilek görünümlü tuhaf yaratıklarla, lastik topa bazeyen domateslere muhtaç olmazdık. 😦

img_1100
Heirloom Domatesleri

Gelirken bir paket Heirloom Domatesi tohumu getireceğim, babam diksin, bakalım Türkiye’de nasıl yetişecek.

“Berkeley Pazarı” için 7 yorum

  1. Reyhan’ın şimdiye kadar en çok sevineceği haber bu olsa gerek. O da sebze düşkünü birisi olarak kara kara düşünüyordu ne yapacağını.

    Beğen

  2. Fractal karnibahar cok urkutucu yanliz… Bu isin icinde bir math yenigi var, guvenmem cok GM duruyor… Yanliz bizim pazarlar gibisine ben hala rastlamadim… Ingilterede maydonozun demeti 4 lira yi geciyor nerdeyse, Ispanyada bedava veriyorlar, Turkiyede is bollugundan yemiyorum nerdeyse…

    Hele roka, altin degerinde burda. Turkiyeden maydonoz, roka, dere otu getiren kral olur, en azindan kraliceye es olur. Zaten bence Prensin Yunanli olmasinin sebebi o… Size taze sebzeli yemekler…

    Beğen

  3. Yahu okuyorum okuyorum tam “yaşlı bluescu amcalar” filan diye başlıyor yazı oradan “karnıbahar, pazı, brokoli”ye dönüyor.. Hiç mi müzik işleri ile ilgilenmiyorsunuz kardeşim :)))

    Beğen

  4. Serkan, bir gitarımız bile yok :(( yerleşmek ıvır zıvırdan vakıt kalmadı ki, zerzevata verdik biz de kendimizi. Ama alacağız yakında alet edevat :o)

    Beğen

Yorum yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.